MARATAON ANTRENMANININ TEST SONUÇLARINA GÖRE

YÖNLENDİRİLMESİ-1

 

Rıdvan ÇOLAK

 

            Maratoncuların fiziksel özelliklerine baktığımızda yaş; genellikle iyi maratoncular diğer disiplinlere göre daha yaşlıdırlar, anatomik olarak ufak tefek ve yağlar dokuları azdır. Pollock ve ark. yüksek performans gösteren maratoncularda yağ oranı % 4,3 bulmulardır

            Fizyolojik özellikleri ise;vo2 maxlarının %75 ini kullandıklarını gözlemişlerdir. Düşük kalp atım hızlarına ve yüksek kırmızı kas oranına sahiptirler.İyi bir koşu ekonomisine sahiptirler, yani belirli bir miktar O2 ile dah uzun mesafeler koşabilirler.Morgan ve ark. koşu ekonomisinde %2 lik gelişmenin maraton performansında 2.5`luk bir iyileşme ile sonuçlanabileceğini söylemektedirler.

Uzun mesafe koşularında dominat olarak aerobik enerji yolunun katılımı ile yer almaktadır.Bu nedenle gerek atletin genetik özellikleri,gerekse antrenmanın ağırlığı aerobik kapasitesi geliştirmeye yönelik olmalıdır.

 

             Şekil 1: Enerji sistemlerinin atletizm dallarına göre gereksinimleri

Aerobik Sistem için;

-Oksijen gereklidir

-Oksijen sağlandığında hemen devreye girer,

-Kaynak glikoz ve yağdır.

-Besin maddeleri temin edildiği sürece çalışma için enerji üretilir.

(Vücut glikoz kaynakları ile yaklaşık 20 km. yağ kaynakları ile 80 km)

-Çalışmanın şiddeti, çalışmakta olan kasa temin edilen O2 ile orantılıdır.

 

         Maraton koşusunda %98 aerobik,%2 anaerobik enerji kaynağı katılımı vardır.Maratonun şiddeti ve uzunluğu nedeniyle koşucunun enerji rezervleri maraton koşusuna çıkılır.Atlet yarış sırasında enerji rezervlerini yenileyerek, bu "aerobik kapasite"yi azaltan bir durumdur.Kas glikojen depolarının boşalması maraton koşu performansını etkileyen önemli bir faktördü,gerekli olan glikojen diyete bağlıdır ve kas glikojen depolarından 1300 kalori civarında enerji temin edilir. Maraton koşusu sırasında 2500 kaloriden fazlasına ihtiyaç vardır.Maraton sırasında çalışan kaslara gelen diğer enerjinin büyük çoğunlu yağ asitlerinden sağlanmaktadır.Yağların yanması hem yavaş, hem de daha fazla oksijen(O2)ne ihtiyaç oluyor.

        Sıklıkla dayanıklılıkta kötüleşme yarış sırasında enerjinin büyük çoğunluğun karbonhidratlardan (K.H) sağlanması neden olur

        Costill'e göre yarışın başlangıcında karbonhidratlar gerekli enerjinin %90 kadarını karşılar, geriye kalanını serbest yağ asitleri (S.Y.A) tamamlar.Fakat daha sonra yarışma sürecinde yağlardan gelen enerji artmaya başlar ve yarışmanın sonlarına doğru enerjinin %95-98 'nin yağlardan geldiği görülür,bununla birlikte koşunu bitkin halde bitmemesi  için kasların genelde yarış sonlarında bir miktar glikozene sahip olması gerekir.

      Maraton Antrenmanı

       Maratonların antrenmanları, yüksek şiddetli hızlarda enerji gereksiniminin glitolik yoldan daha az sağlanmasını amaçlar. Başka bir değişte yağların kullanım oranının artırılması ve yarışın son bölümünde kaslarda bir miktar karbonhidratın saklı kalması amaçlanır.

       Yavaş koşularda daha fazla S.Y.A.hızlı koşularda daha fazla Kilt yakılır. Eğer koşucuda anaerobik eşik (AE)'e ulaşılırsa enerjinin büyük çoğunluğu KII'lardan sağlanır.Maraton koşusu sırasında hız AE'nin altında olmalıdır. Antrenmanlarda amaç şekil 2,3,4 'ü geliştirmek olmalıdır.(eğrinin sağa kayması )AE geliştirmek aynı aklp atım hızınd (K.A.H) ve laktatta yüksek koşu hızları ayrıca S.Y.A'nın kullanım oranın artması 

 

Şekil 2: Glikoz ve S.Y.A'nın kullanım şiddeti

                      (Akt. Leinzi,1987)

            Düşük hızlarda uzun mesafe koşularında kaslar direk S.Y.A`ni metabolize ederler. Antrenmanlarda progresif gelişime, artan hızlarda S.Y.A'-nin kullanım oranının artması yani yüksek şiddetlerde(hız) enerjinin büyük kısmının S.Y.A'lerinden sağlanması demektir. Hız düşük şiddetten kademeli olarak arttırılır. Bu tür çalışmalar spesifik dayanıklılığı geliştirir.

Günlük 3 saatlik antrenman  300 kkal ve 1500 kkal metabolik yakıt ihtiyacı gerektirir. Toplam 4500 kkal gün enerji dengesini sağlaması gerekir. Boşalan glikojen depolarının yeniden dolmasını  sağlayacak dinlenme  aralığı verilmelidir.(6 saat/gün ve 3gün toparlama)

            Maraton koşusunda  büyük oranda aerobik dayanıklılık  rol oynarken yarışın sonunu diğer faktörler etkilemektedir.Bunlar genel kassal etkinlik,özellikle alt organlar ,pelvik kemer,etken esnekliği,kassal ekstansiyon  ve koşu tekniğidir.

            Leinzin (1987) maraton antrenmanı haftalık olarak 1. gün tekrar koşuları 2. gün  orta, 3. gün uzun ve bunu 2. 3 gün hafif koşuyu izleyen çalışmalar olarak karakterize etmektedir.

            Seul Olimpiyatları şampiyonu  Bolindinin antrenörü Giqlotti dayanıklılıkta optimal bir gelişme için hacim artırımını amaçlayan mikrosikluslarda %85'i yavaş (2 mmall laktatan düşük)%10 u 2-4 mmoll laktatta denk düşen koşu hızında yapılan koşuların %5 ise 4 mmall laktat  üstündeki hızlarda gerçekleşmesi gerektiğini,şiddet artımı amaçlayan mikrosikluslarda 2-4 mmoll laktattaki koşu hızında yapılan koşuların %5i 4 mmoll inin üstündeki koşuların %10 u geçmemesi gerektiğini söylemektedir.Ayrıca 10x1km 2;40 alt lık yada 25x400m 62 sn'lik 200m fazla yapılan antrenman biçimine yüksek laktat üretimi nedeniyle karşı çıkmaktadır.

            Kaslarda yüksek mitokond kütlesini oluşturmak  için yüksek hacimli bir çalışma önemlidir.Yüksek hacimli ve çok şiddetli antrenmanlar kronik aşırı yüklenme riskini içerir.Ve bu antrene edilmiş kaslarda mitokondri kütlesinin maksimal gelişimini engelleyebilir.

Antrenörler, spor bilimcileri ve spor fizyologları  arasındaki bu ortak görüş, özellikle Almanya'da tam tersidir. Onlar daha yüksek hacimli ve şiddetli antrenmanlarla, bazı interval antrenmanlarının karışımın glikolitik ve oksidatif güçte maksimal bir artışı sağlamak amacıyla, tercih ederler.

 

 

  Laktat Test Sonuçlarına Göre Maraton Antrenmanın Yönlendirilmesi

            Laktatla yapılan testler atletin belirli laktat düzenlerinde ulaştıkları hızları ve K.A.H'larını verir. Şekil 3'te orta ve üst düzeydeki maratoncuların test sonuçlarına göre antrenman yönlendirilmesi görülmektedir.

Sağdaki eğri üst düzeyden maratoncuların laktat eğrisidir. Bu atletlerin iyi maratonlarını  2.5+0.5 mmoll laktatla denk düşen koşu hızlarında koşarlar. Bu şiddet ayrıca değişik antrenman şiddetlerinin belirlenmesinde rol oynar.

            Soldaki eğri  orta derecedeki maratoncuların laktat eğrisidir. Optimum maraton şiddeti 3+0.5 mmall lakttatla denk düşen şiddettir.

 

Şekil 3: Orta ve üst düzey maratoncuların test sonuçlarına  göre antrenman yönlendirilmesi (Jonsson,1988).

 

 

 

                        ANTRENMAN ÖNERİSİ

A)Dayanıklılık Çalışmaları:

            Dayanıklılık en iyi 2 ile 4 mmoll laktat seviyesindeki çalışmalarla gelişir.

 Pek çok atlet için orta veya ekstensive dayanıklılık çalışmaları 2 ve3 mmoll laktata denk düşen şiddetlerde yapılır. Intensive dayanıklılık çalışması 3 ve 4 mmoll laktatta denk düşen şiddetlerdir.

İyi antrene edilmiş atletler dayanıklılık  kapasitelerini düşük lakat seviyelerinde geliştirirler.

                                               Ekstensive 1.5-2.5 mmoll laktat

                                               Intensive    2.5-3.5 mmoll laktat

İyi antrene edilmiş atletler dayamıklılık  kapasitelerini yuksek laktat seviyelerinde geliştirirler.

                                               Ekstensive 3-4 mmoll laktat

                                               ıntensıve  4-5/6 mmoll laktat

Maraton başı şiddeti 2,5+0,5 mmoll laktatla denk düşen koşu şiddetidir.

Dayanıklılık çalışmalarında laktat miktarı çok fazla artmaz. Eğer çalışma sırasında laktik asit miktarı çok fazla artarsa, dayanıklılık dışında laktik asit tolerans sistemi gelişir. Çalışma şiddeti aşırı laktat birikimine neden olursa dayanıklılık kapasitesine zarar verebilir. Dayanıklılık kapasitesi bu tür çalışmalarla kötüleşebilir.


            Örnek 5-10 dk. dinlenme aralıklarıyla 10-15-20 dk lık bloklar.

            Bu çalışmalar dayanıklılık kapasitesinin gelişimi ve korunmasına yöneliktir. Farklı kombinasyonlar ortaya çıkartılabilir. Örneğin, daha geniş blok daha az dinlenme aralığı. Eğer dayanıklılık  kapasitesi zamanında gelişirse hız yeniden ayarlanmalıdır.

 

Yayına Hazırlayan : Fatma AYDIN